ÖZGÜRLÜK YILI...

Forum Etki

Administrator
Yönetici
Katılım
29 Ağu 2021
Mesajlar
1,552,851
Tepki
0
Puan
36
‘’Ben sana mecburum, sen yoksun!’’ Demişti değil mi Atilla İlhan? Evet, bazen mecbur oldukların olmaz, senin mecburiyetin kalmadığında var olurlar ama o vakitte hiçbir hükümleri, anlamları olmaz. Bu yüzden mecburken yok olanların, mecburiyet ortadan kalktığında var olmalarına da ben ihtiyaç duymuyorum. Binaenaleyh, tüm bağlarımı koparmak, biraz bağımsız ve özgür kalmak ve her şeyi hayatın kıyısından, her şeye yabancıymış ve her şeyi yeni baştan izliyormuş gibi izlemek istiyorum, bundan sonraki yolumu da izlenimlerimin sonunda vereceğim karara göre çizeceğim. Öyleyse yeni yılı kendim için özgürlük yılı ilan ediyorum ve ilk haftasının ilk gününde özgürlüğe merhaba demek istiyorum. Bendeniz kendimi sorguluyorsam, daha çok kendilerini sorgulamaları gerekenler de sorgulamalıdırlar. Zaten asıl mecbur olanlar değil midirler kendilerini sorgulamaları gerekenler? Öyleyse herkes kendini sorgulasın ve hayatına dair bir otokontrol yapsın, ortaya da cezbedici eylemler koysun ki, çiçeğin arıyı çektiği gibi çeksin insanları kendilerine. Geneli kuşatan olgularla, altı boş söylemlerle değil, eylemleriyle gelsinler. Öyleyse, yeni yılın özgürlük yılı olmasını diliyorum ve bireysel olarak özgürlüğe merhaba demek istiyorum. Artık bağlarımı koparmak, kenara çekilmek, dünyayı yeniden izlemek ve izlenimlerime göre yeniden başlamak istiyorum bazı şeylere. Herkes kendisinin olanı diğerlerine benzemediğini söyleyebilir ama başkaları da herkesin, birbirine benzeyenler gibi olmadığını göze sokabilirler. Öyleyse üst perdeden atıp tutmak dibe gömebilir bazen. Senin sürün farklıysa, başkalarına benzemezse, bazıları da senin sürüne dâhil olmuş olsa bile senin süründekilere benzemeyeceğini gösterebilirler. Yani sürüleşmeyeceklerini ispat edip varlıklarını ortaya koyabilirler. Bazen vazgeçmekten korkmaz insanlar ve her şeyi geride bırakmayı göze alabilirler. Vazgeçmekten korktuğun zaman, kendini kaybetmeyi göze alabilmelisin. Alabilir misin? Acıların seni olgunlaştırır belki ve bu yüzden kıymetlidir ama onu sürekli hatırlamak daha fazla acı verir ve bu sefer öldürücü olabilir. Kininiz sizi dirençli kılabilir ve sizi sürekli tetikte kılabilir belki ama bazen de dininiz olup sizi yerle yeksan eyleyebilir. Keşkeleriniz vardır ve sizin yeniden bir keşkeye mahkûm olmamanız için büyük bir faydası olabilir belki ama sürekli keşke deyip durmakta yeniye açılacak kapıların arkalarında büyük bir takozdur. Öyleyse vazgeçmeyi bilmek ve yeniyi tanımaya ve yeniye başlamaya cesaretli olabilmek ve cüret edebilmek gerekir. Öyleyse bazen vazgeçmekten korkmayın, zira daha iyisi odur belki de. Sevginin azalacağını düşünüp, sevmekten korkarsan ve bu durumdan vazgeçmezsen bir gün sevgisizlikten ölür gidersin. Çünkü sevdikçe çoğalır sevgi, öyleyse sevgi sevgiyi çoğalt, zira bir gün ona ihtiyacın olacak. İşte bu yüzden bazen akışkanlıklarınızın sizi tutsak almalarına imkân tanımayın ve o alışkanlıklarınızdan vazgeçmekten korkmayın. Çünkü vazgeçmek belki de daha iyisini bulmaktır. Ağaç niye meyvesini toprağa bırakır? Yenisine gebe kalmak için. Çünkü eskiyi, olgunu bırakmazsa, yenisine hazırlayamaz kendisini. Vazgeçmek, cesaretin en büyük hüccetidir. Çünkü korkusuzluğun ta kendisidir vazgeçmek. Vazgeçebilmek, aynı zamanda seni tutsaklıktan kurtarır ve özgürleştirir. Öyleyse her şeyin vazgeçilebilir olduğunu bil ve vazgeçebileceğini de bildir. Kendinden değil, seni senden alıp kaybolmana sebep olandan vazgeçmesini bileceksin. Vazgeçemeyişinden beslenenlere vazgeçebileceğini göstermelisin! İnsan olduğunu hatırla ve hiçbir zaman unutma, ayrıca bunu herkese her zaman hatırlat ve hiçbir kimseye de unutturma!
Kaynak :
 
Üst